Tuncer Namlı
Kur'an Namaz, rüku ve secdenin tanımını yapmaz. Çünkü namazın formel boyutları o toplumda biliniyordu. Fakat namazın içeriği boşaltılmış ve anlamını yitirmişti (Maun 4). Kur'an namazın içerisini doldurmaya çalışıyordu. Hamd ve tesbih kavramlarını bu anlamda değerlendirmektedir. Özellikle namaz vakitlerinden bahsedilen ayetlerde salat kelimesi değil, hamd ve tesbih kavramlarıyla bahsedilir namazdan. Örneğin ilk defa Kaf 39, 40. ayetlerde gelen ayet şu şekildedir: "Onların söylediklerine sabret. Güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbinin hamdini tesbih eyle. Geceleyin ve secdelerden sonra da tesbih et." Bunu Taha 130 vb. ayetler izlemiştir. Bu vakitlerin değerlendirmesini Hz. Peygamber (s), belirlemiş, İslam ümmeti de toplumdan topluma bu vakitleri bize mütevatir olarak aktarmıştır.