Her şey bir pide ile başladı
Kerime Yıldız - VAHDET-17.10.2015
Adını anmak istemediğimiz ağır hastalıklar vardır. Hastaya da bakana da zordur. Gurbette daha bir zordur. Gün olur insan, yumuşak bir yatağa, sıcak bir çorbaya hasret kalır.

1997 yılında, annem çok ağır bir ameliyat geçirdi. Cerrahpaşa Hastanesi’ni mesken tuttuk. Allah’tan, evim hastaneye yakındı. Gidip gelirken hasta refâkatçilerinin perişanlığı dikkatimi çekti. Bahçede, arabada yatanlar vardı. Bunlar, şehir dışından gelen hastaların yakınlarıydı. Ara sıra diğer hastaları ziyâret ederdim. Küçük bir kız çocuğu dikkatimi çekti. Annesi yanında; babası dışarıdaydı. Baba, otelde kalıyormuş. Azerbaycan’dan gelmişler. Bir gün, evden bir şeyler götürdüm. Kadıncağız o kadar memnûn olmuştu ki giderken adresini bıraktı ve şöyle dedi: “Senin çocuklar sünnet olduğunda bana haber vereceksin ve ben, oradan geleceğim.” Sâdece bir şişe süt ve çorba filan götürmüştüm. Şimdiki aklım olsa neler yapardım. Hâlâ pişmanımdır, o babayı niye evimizde ağırlamadığımıza. O günlerde, şehir dışından hastanelere gelenler için ne yapılabilir diye çok kafa yorduğumu hatırlıyorum.